Türkçesi “Sterliçya”, çevremizde “Horoz İbiği” ya da “Cennet Kuşu” olarak bilinen bu çiçeğin ana vatanı Güney Afrika… Benim için birçok anlamı var.

Bird of Paradise’ı bana 70’lerde küçük bir çocukken rahmetli dedem tanıştırmıştı. Kendisi her sabah gün doğarken bahçesindeki çiçekleriyle konuşurdu. Buketleri baş aşağıya tutmayı da ondan öğrenmiştim. Dedem, hayata bağlılık ve mükemmeliyetçilik demekti.

Bird of Paradise o zamandan bugüne benim için tek başına, yalın ve vakur duruşuyla asaleti ve kendine yeterliliği simgeler. İbik gibi açılan çiçeği ise, rengarenkliliğiyle hayatın kendi senfonisini sanki bir avucun içinde barındırıyor.
Yapabileceklerimin çok çeşitliliğine inancım, çiçeğinin formunu İsviçre Çakısı’na da benzetmemi beraberinde getirdi.

Bir arkadaşım çiçek dünyasındaki sözlük anlamını sordu. “Özgürlük, ihtişam, iyi bir perspektifi” sembolize ettiğini, “harika ve değişik bir yeniliğin çok yakında olduğunun habercisi” olduğunu öğrendim. Bird of Paradise ile yapmak istediklerimle örtüşmesi tatlı bir tesadüf oldu.

“Yenilik” kimisi için bir detay, kimisi için omuzlarından müthiş yük alma, kimisi için bir iş fırsatı, kimisi için ise bir çözüm olacak… Anlamı, herkes için ayrı, kendinde gizli, henüz açmamış bir Bird of Paradise çiçeği gibi…